İnternetin yararlarına büyük paragraflar ayırarak giriş yapmak yerine, kısasa şunu şöyleyebiliriz: HTML'nin geliştirilmesi (donanımsal altyapıyı da düşünmek ve ona ayrıca kitap ayırmak gerekir) insanoğlunun iletişimi ve yazılı kültürü anlamında çok büyük adımdır. Yazının, üretildiği noktadan tüketildiği uzak noktalara aktarılması, hiç olmadığı kadar bilişsel değişikliklere, yeni iletişimsel davranış örüntülerinin oluşmasına olanak sağlamaya devam etmektedir. Yazılım teknolojisinin bir şeyleri olanaklı kılmaları yeteneklerinin artması ölçüsünde önümüzdeki yıllar neler getirecek, bunu şimdiden öngörmek zor olasa da, "yazı"nın internet tabanlı gelişimi, dilin internetteki ortamlara duyarlı çerçevelerinin genişleyeceğini söylemek olasıdır.
Biz, bir teknoloji kültürünün gelişimindeyiz. Dille uğraşan araştırmacıların var olandan öte, yeni gelişen dilbilimsel araçları tanıması, dilbilimin kuramsal yönünün bu araçlarda nasıl ele alındığını görmesi her zamankinden çok önem kazanmaktadır.
Bu noktada yukarıda araç olarak sözünü ettiğim şey, aslında amaç olarak ele alınmaması durumunda gelişimin anlaşılamamasıyla sonuçlanabilir. Dilbilimcinin kullanacağı yazılım üretilirken dilbilimin "amaç"ları doğrultusunda bir çok yordam izlenmiştir aslında. Morfolojik çözümleme yapan bir paket ya da çevrimiçi uygulama, dilbilimcinin işini kolaylaştırması amacıyla da yapılsa (bu amaç pek gözetilmez) hangi dil çerçevesinin özellikleri ele alınmışsa, o çerçeveye uygun bir değil birden çok "yöntembilgisel" sorun çözümü düşünülmüştür. Burada dilbilimci, yazılımsal sürecin dışında kaldığı süre boyunca, aynı zamanda yazılımın geliştirilme aşamasında uygulanan algoritmik fırtınanın da dışında kalmaktadır. Bu bağlamda dilbilimcinin beyninin zaten algıladığı-çözümlediği dilbilgisel bütün düzeylerin; makine diliyle makineye nasıl gösterildiğini, hangi üst modellerin ilgilenilen dilbilgisi konusunu en iyi şekilde temsil edebileceğini ve sonuçta ortaya çıkacak "ürünün" başarımının nasıl ölçüleceğini önümüzdeki dönemde bir şekilde görmesi gerekecek diye düşünmek yine olası.
Doğal dil işleme (DDİ) (Natural language processing-NLP) lisansüstü konuları içeren bir mühendislik alanı olması yaında dilbilimin çeşitli alt alanlarını (sesbilim, biçimbilim, sözdizimi, anlambilim gibi çekirdek alanların yanında kullanımbilim, psikodilbilim, sosyodilbilim, söylem çözümlemesi gibi diğer bilim alanlarıyla yakın ilişkideki konuları) kendisine çalışma alanı olarak seçmektedir. DDİ yazınına göz atıldığında (başta textbook ve handbook türü yayınlar) dil'in en küçük birimlerinden iletişimde rol oynayan büyük birimlerine varıncaya kadar sırayla birçok konunun "teknik" açıdan ele alındığı görülür.
Önümüzdeki dönemde dilbilim ve DDİ arasında nasıl bir ilişki gelişebilir ya da dilbilim DDİ'leşebilir mi?
Yine, teknik açı, dilbilimciyi ne kadar ilgilendirmez?
Bu sorular şunun için soruldu: Bilimde kuramsal olana giden yol bir yerde sınıflandırmadan geçmekte. Örneğin sözcük türlerini sınıflandıracağız hem de binlerce metinlik bir derlemden...Bunu elle yapmak ne kadar mümkün olacaktır? Bu sayı internetteki metin yoğunluğunu da göz önüne alırsak milyonları, milyarları bulacaktır. Manuel yapamayacağımızı anladığımızda iş makineye düşecektir doğal olarak. Makine insan olmadığına göre sezgisel olarak kategorileri "anlaması" mümkün olmayacağından çalışma, sözcük nedirden, sözcük sayılarına, sözcüklerin olasılıksal birlikteliklerine kadar uzayan teknik bir bölgeye kaymak zorundadır. İşte asıl önemli nokta burda karşımıza çıkmakta: Gramatikal ya da istatistiksel model oluşturma...İşin bu noktasında DDİ'nin, dilbilimden çok ileride olduğunu görürüz.